"Allah'ın Kendileriyle Alay Ettiği" ve "Azgınlıklarında Mühlet Verdiği"
Münâfıkların Hâtemü'l-Evliyâ'ya İftirâya Kalkışmaları:
Üsküdârî Hâşim Baba -kuddise sırruh- Hazretleri asırlar öncesinden bu zamana nazar ederek, "Kadem-i Hatm-i Velâyet Risâlesi"nde inkârcı müşriklerin Hâtemü'r-rusül Aleyhisselâm'a eziyet, iftirâ ve hakârete kalkıştıkları gibi; onun temiz neslinden zuhur edecek olan Hâtemü'l'evliyâ'ya da âhir zamanda, "Allah'ın kendileriyle alay ettiği" ve "Azgınlıklarında mühlet verdiği" bâzı münâfıkların eziyet, iftirâ ve hakârete kalkışacaklarını, fakat Allah-u Teâlâ'nın desteğiyle eninde-sonunda hakkı izhâra muvaffak olacağını haber vermiştir:
"İki cihân Sultânı Cenâb-ı -sallallahu aleyhi ve sellem- 'Levlâke levlâke: Sen olmasaydın, sen olmasaydın…' şehâdeti ve 'Halaka'llâhu Te'âlâ nûrî min nûrihî: Allah-u Te'âlâ benim nûrumu kendi nûrundan yarattı.' müjdesiyle yaratılışlarının tam zuhûrunu bilemeyip, nefislerinin bâtıl kıyasları ve fâsid iddiâları üzere, sihirbaz ve kâhîn ve mecnûn ve istidrâc i'tibârıyle türlü türlü eziyet ve hakâret, kınama ve ayıplamalar yapmaya herkes cesâret etmişler idi, bu zamanda Ehlu'llâh'a yaptıkları gibi. Lâkin Rabbânî destek, Rahmânî kudret zâhir olup:
'Onlar Allah'ın nûrunu ağızlarıyla söndürmek isterler. Halbuki kâfirler istemeseler de Allah nûrunu tamamlayacaktır!' (Sâff: 8)
Mefhûmu üzere her biri bir Ehâdî eserler ve Muhammedî mu'cizeler ile mahcûb ve mağbûn (şaşkın) olup, İlâhî yardım ve ezelî sa'âdete yâr olanlar tasdîk ve karâra gelip kurtuluş buldular ve ezelî kötülük üzere kalanların kimi dünyada berbâd, harâb ve kimi âhirette azâba düçâr oldular.
Şimdi Cenâb-ı -sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem- Hazretleri'nin mişkât-ı Hatm-i nübüvvet'lerinden feyiz almış, zâhiren ve bâtınen temiz nesillerinden zuhûr edip, zâhiren ve bâtınen 'ilm-ü 'irfânlarına vâris olup 'Hâtemü'l-evliyâ' olanlara dahî:
'Allah onlarla alay eder, azgınlıklarında kendilerine mühlet verir.' (Bakara: 15)
Kavl-i şerîfi üzere, küfür ve azgınlıkta ileri gitme fitnesine tutulan münâfıklar açıklanan yön üzere, kınama ve ayıplama, eziyet ve hakâret etmeye çaba ve gayret gösterirler."
"Allah'ın verdiği güçle hâli yüce ve O'nun sırrına mazhar oldukların ortaya çıkarmaya bâdî ve bâ'is olurlar ki, kelâm-ı Muhbir-i Sâdık buyurur:
'Belâların en şiddetlisi peygamberlere, sonra velîlere, sonra da onlara en çok benzeyen kimselere gelir.' (Tirmizî)
Bu ma'nâya delâlet ve şehâdet eder." ("Kadem-i Hatm-i Velâyet Risâlesi", Süleymâniye Ktp. Reşid Efendi, nr.: 784, vr. 108b-109a)
| Hakikat'te Bu Ay | Diğer Sayılar | Ana Sayfa |
Copyright ©2015 HAKİKAT. All Rights Reserved.
Münâfıkların Hâtemü'l-Evliyâ'ya İftirâya Kalkışmaları:
Üsküdârî Hâşim Baba -kuddise sırruh- Hazretleri asırlar öncesinden bu zamana nazar ederek, "Kadem-i Hatm-i Velâyet Risâlesi"nde inkârcı müşriklerin Hâtemü'r-rusül Aleyhisselâm'a eziyet, iftirâ ve hakârete kalkıştıkları gibi; onun temiz neslinden zuhur edecek olan Hâtemü'l'evliyâ'ya da âhir zamanda, "Allah'ın kendileriyle alay ettiği" ve "Azgınlıklarında mühlet verdiği" bâzı münâfıkların eziyet, iftirâ ve hakârete kalkışacaklarını, fakat Allah-u Teâlâ'nın desteğiyle eninde-sonunda hakkı izhâra muvaffak olacağını haber vermiştir:
"İki cihân Sultânı Cenâb-ı -sallallahu aleyhi ve sellem- 'Levlâke levlâke: Sen olmasaydın, sen olmasaydın…' şehâdeti ve 'Halaka'llâhu Te'âlâ nûrî min nûrihî: Allah-u Te'âlâ benim nûrumu kendi nûrundan yarattı.' müjdesiyle yaratılışlarının tam zuhûrunu bilemeyip, nefislerinin bâtıl kıyasları ve fâsid iddiâları üzere, sihirbaz ve kâhîn ve mecnûn ve istidrâc i'tibârıyle türlü türlü eziyet ve hakâret, kınama ve ayıplamalar yapmaya herkes cesâret etmişler idi, bu zamanda Ehlu'llâh'a yaptıkları gibi. Lâkin Rabbânî destek, Rahmânî kudret zâhir olup:
'Onlar Allah'ın nûrunu ağızlarıyla söndürmek isterler. Halbuki kâfirler istemeseler de Allah nûrunu tamamlayacaktır!' (Sâff: 8)
Mefhûmu üzere her biri bir Ehâdî eserler ve Muhammedî mu'cizeler ile mahcûb ve mağbûn (şaşkın) olup, İlâhî yardım ve ezelî sa'âdete yâr olanlar tasdîk ve karâra gelip kurtuluş buldular ve ezelî kötülük üzere kalanların kimi dünyada berbâd, harâb ve kimi âhirette azâba düçâr oldular.
Şimdi Cenâb-ı -sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem- Hazretleri'nin mişkât-ı Hatm-i nübüvvet'lerinden feyiz almış, zâhiren ve bâtınen temiz nesillerinden zuhûr edip, zâhiren ve bâtınen 'ilm-ü 'irfânlarına vâris olup 'Hâtemü'l-evliyâ' olanlara dahî:
'Allah onlarla alay eder, azgınlıklarında kendilerine mühlet verir.' (Bakara: 15)
Kavl-i şerîfi üzere, küfür ve azgınlıkta ileri gitme fitnesine tutulan münâfıklar açıklanan yön üzere, kınama ve ayıplama, eziyet ve hakâret etmeye çaba ve gayret gösterirler."
"Allah'ın verdiği güçle hâli yüce ve O'nun sırrına mazhar oldukların ortaya çıkarmaya bâdî ve bâ'is olurlar ki, kelâm-ı Muhbir-i Sâdık buyurur:
'Belâların en şiddetlisi peygamberlere, sonra velîlere, sonra da onlara en çok benzeyen kimselere gelir.' (Tirmizî)
Bu ma'nâya delâlet ve şehâdet eder." ("Kadem-i Hatm-i Velâyet Risâlesi", Süleymâniye Ktp. Reşid Efendi, nr.: 784, vr. 108b-109a)
| Hakikat'te Bu Ay | Diğer Sayılar | Ana Sayfa |
Copyright ©2015 HAKİKAT. All Rights Reserved.