Hâtemü’l-Evliyâ’nın İlâhî
Emrin Bâtınına Vâris Oluşu:
Muhammed el-Verrâdî -kuddise sırruh- Hazretleri “Kitâbu Nusûsu’l-Kilem” adlı eserinin başka bir noktasında, Hâtemü’l-evliyâ’nın zâhirde tâbî olduğu ilâhî hükmün hakîkatini bizzat kendi bâtınında da müşâhade edeceğini beyan ederek, oldukça mühim bir noktaya temas etmiştir:
“Bil ki Hâtemü’l-velâye, insânî neş’eti (yaratılışı) ikâme etmeksizin, zâhirî şerîatla nâzil olan ilâhî emrin zâhirine tâbî olarak zuhûr eder. Gerek gümüşe nisbet edilen şerîatın zâhirinin kendi zâhirine sığdırılması bakımından, gerekse vâsıtasızlık sırrıyla ilgili mânâ nedeniyle, ilâhî emirlerin hakîkati bâtın itibâriyle ona verilir.” (“Kitâbu Nusûsu’l-Kilem fî Şerh-i Fusûsu’l-Hikem”; Hâlet Efendi, nr.: 258, 34a vr.)
Emrin Bâtınına Vâris Oluşu:
Muhammed el-Verrâdî -kuddise sırruh- Hazretleri “Kitâbu Nusûsu’l-Kilem” adlı eserinin başka bir noktasında, Hâtemü’l-evliyâ’nın zâhirde tâbî olduğu ilâhî hükmün hakîkatini bizzat kendi bâtınında da müşâhade edeceğini beyan ederek, oldukça mühim bir noktaya temas etmiştir:
“Bil ki Hâtemü’l-velâye, insânî neş’eti (yaratılışı) ikâme etmeksizin, zâhirî şerîatla nâzil olan ilâhî emrin zâhirine tâbî olarak zuhûr eder. Gerek gümüşe nisbet edilen şerîatın zâhirinin kendi zâhirine sığdırılması bakımından, gerekse vâsıtasızlık sırrıyla ilgili mânâ nedeniyle, ilâhî emirlerin hakîkati bâtın itibâriyle ona verilir.” (“Kitâbu Nusûsu’l-Kilem fî Şerh-i Fusûsu’l-Hikem”; Hâlet Efendi, nr.: 258, 34a vr.)