Varlık İklimlerinin Sultânı
"Hâtemü'l-Evliyâ":
Bandırmalı-zâde Hâşim Mustafâ el-Üsküdârî -kuddise sırruh- Hazretleri "Vâridât-ı Mensûre" adlı eserinde; geçmiş ümmetlere gönderilen peygamberlerin her birinin "Hatm-i velâyet" sırrından ve melâmîliğin tecellisinden mutlaka pay aldıklarını ifâde etmiş; "Hâtemü'n-Nübüvve" olan Muhammed Aleyhisselâm'ın zuhûru ile nübüvvet sırrının hatme erip, velâyet sırrının zuhur bulduğunu ve bu velâyete mazhar olan Hâtemü'l-evliyâ'nın "Varlık iklimlerinin Sultân'ı" olduğunu haber vermiştir:
"Enbiyâ'-i 'izâm -'aleyhimü's-salavâtü ve's-selâm-ın zamân-ı sa'âdetlerinde, gönderilmiş olan bir peygamberde hâlin gereği, zamâna göre 'Hatm-i velâyet' sırrı ve melâmet zuhûru var idi, lâkin bâtın (gizli) idi. Ammâ nübüvvet Hatm olduğunda velâyet zâhir olup, nübüvvet sırrı Hatm ve bâtın (gizlenmiş) oldu. Onun içindir ki varlık iklimlerinin Sultân'ı, melâmîler imamı Hâtem-i evliyâ'nın enfüse (nefislere) ve âfâka (ufuklara) İnsan-ı kâmil ma'nâsında, âdemin meşrebi ve mesleği üzere, sağı ile ettiği fiillere ve 'amellere solu vâkıf olamaz. Zîrâ O;
'Hiçbir göz O'na erişemez, ihâta ve idrâk edemez. Fakat o bütün gözleri ihâta eder.' (En'âm: 103)
Sırrına mazhardır. Hemen sağdan ve soldan 'amellerin kayıtlarını bırakarak:
'Yüzünüzü hangi tarafa çevirirseniz çevirin, vech-i İlâhî oradadır.' (Bakara: 115)
Hükmü ile serbest ve âzâd olup:
'Sâbıklar, ileri geçenler!.. İşte onlar Allah'a en çok yaklaştırılmış olanlardır.' (Vâkı'a: 10-11)
Zümresiyle cennetlere, vicdân cennetine dâhil;
'Kim ki ona dâhil olursa emniyette olur.' (Âl-i İmrân: 97)
Sırrıyla mesrûr;
"Tükenmeyen ve yasaklanmayan…" (Vâkı'a: 33)
Buyruğu ile kubbeler sâhibi;
"Biz onu bambaşka bir yaratılışla yarattık. Böylece onları el uzanmamışlar kıldık." (Vâkı'a: 35-36)
Sırrından, rûhânî kuvvetleri yenilemekle 'Müceddid" olur. Evvelki ve sonraki ilimlere mazhar olanların bu zikredilen makamlar ma'lûmlarıdır ki; onlar onu dâimâ 'Hatm-i velâyet' mişkâtından alırlar ve Ru'yet-i Cemâl ile mesrûr olurlar." ("Vâridât-ı Mensûre", Millet Ktp. Ali Emîrî, Manzum, Mecmû'a, nr.: 737, vr. 158a-158b)
Varlık İklimlerinin Sultânı
"Hâtemü'l-Evliyâ":
Bandırmalı-zâde Hâşim Mustafâ el-Üsküdârî -kuddise sırruh- Hazretleri "Vâridât-ı Mensûre" adlı eserinde; geçmiş ümmetlere gönderilen peygamberlerin her birinin "Hatm-i velâyet" sırrından ve melâmîliğin tecellisinden mutlaka pay aldıklarını ifâde etmiş; "Hâtemü'n-Nübüvve" olan Muhammed Aleyhisselâm'ın zuhûru ile nübüvvet sırrının hatme erip, velâyet sırrının zuhur bulduğunu ve bu velâyete mazhar olan Hâtemü'l-evliyâ'nın "Varlık iklimlerinin Sultân'ı" olduğunu haber vermiştir:
"Enbiyâ'-i 'izâm -'aleyhimü's-salavâtü ve's-selâm-ın zamân-ı sa'âdetlerinde, gönderilmiş olan bir peygamberde hâlin gereği, zamâna göre 'Hatm-i velâyet' sırrı ve melâmet zuhûru var idi, lâkin bâtın (gizli) idi. Ammâ nübüvvet Hatm olduğunda velâyet zâhir olup, nübüvvet sırrı Hatm ve bâtın (gizlenmiş) oldu. Onun içindir ki varlık iklimlerinin Sultân'ı, melâmîler imamı Hâtem-i evliyâ'nın enfüse (nefislere) ve âfâka (ufuklara) İnsan-ı kâmil ma'nâsında, âdemin meşrebi ve mesleği üzere, sağı ile ettiği fiillere ve 'amellere solu vâkıf olamaz. Zîrâ O;
'Hiçbir göz O'na erişemez, ihâta ve idrâk edemez. Fakat o bütün gözleri ihâta eder.' (En'âm: 103)
Sırrına mazhardır. Hemen sağdan ve soldan 'amellerin kayıtlarını bırakarak:
'Yüzünüzü hangi tarafa çevirirseniz çevirin, vech-i İlâhî oradadır.' (Bakara: 115)
Hükmü ile serbest ve âzâd olup:
'Sâbıklar, ileri geçenler!.. İşte onlar Allah'a en çok yaklaştırılmış olanlardır.' (Vâkı'a: 10-11)
Zümresiyle cennetlere, vicdân cennetine dâhil;
'Kim ki ona dâhil olursa emniyette olur.' (Âl-i İmrân: 97)
Sırrıyla mesrûr;
"Tükenmeyen ve yasaklanmayan…" (Vâkı'a: 33)
Buyruğu ile kubbeler sâhibi;
"Biz onu bambaşka bir yaratılışla yarattık. Böylece onları el uzanmamışlar kıldık." (Vâkı'a: 35-36)
Sırrından, rûhânî kuvvetleri yenilemekle 'Müceddid" olur. Evvelki ve sonraki ilimlere mazhar olanların bu zikredilen makamlar ma'lûmlarıdır ki; onlar onu dâimâ 'Hatm-i velâyet' mişkâtından alırlar ve Ru'yet-i Cemâl ile mesrûr olurlar." ("Vâridât-ı Mensûre", Millet Ktp. Ali Emîrî, Manzum, Mecmû'a, nr.: 737, vr. 158a-158b)
| Hakikat'te Bu Ay | Diğer Sayılar | Ana Sayfa |
Copyright ©2015 HAKİKAT. All Rights Reserved.
"Hâtemü'l-Evliyâ":
Bandırmalı-zâde Hâşim Mustafâ el-Üsküdârî -kuddise sırruh- Hazretleri "Vâridât-ı Mensûre" adlı eserinde; geçmiş ümmetlere gönderilen peygamberlerin her birinin "Hatm-i velâyet" sırrından ve melâmîliğin tecellisinden mutlaka pay aldıklarını ifâde etmiş; "Hâtemü'n-Nübüvve" olan Muhammed Aleyhisselâm'ın zuhûru ile nübüvvet sırrının hatme erip, velâyet sırrının zuhur bulduğunu ve bu velâyete mazhar olan Hâtemü'l-evliyâ'nın "Varlık iklimlerinin Sultân'ı" olduğunu haber vermiştir:
"Enbiyâ'-i 'izâm -'aleyhimü's-salavâtü ve's-selâm-ın zamân-ı sa'âdetlerinde, gönderilmiş olan bir peygamberde hâlin gereği, zamâna göre 'Hatm-i velâyet' sırrı ve melâmet zuhûru var idi, lâkin bâtın (gizli) idi. Ammâ nübüvvet Hatm olduğunda velâyet zâhir olup, nübüvvet sırrı Hatm ve bâtın (gizlenmiş) oldu. Onun içindir ki varlık iklimlerinin Sultân'ı, melâmîler imamı Hâtem-i evliyâ'nın enfüse (nefislere) ve âfâka (ufuklara) İnsan-ı kâmil ma'nâsında, âdemin meşrebi ve mesleği üzere, sağı ile ettiği fiillere ve 'amellere solu vâkıf olamaz. Zîrâ O;
'Hiçbir göz O'na erişemez, ihâta ve idrâk edemez. Fakat o bütün gözleri ihâta eder.' (En'âm: 103)
Sırrına mazhardır. Hemen sağdan ve soldan 'amellerin kayıtlarını bırakarak:
'Yüzünüzü hangi tarafa çevirirseniz çevirin, vech-i İlâhî oradadır.' (Bakara: 115)
Hükmü ile serbest ve âzâd olup:
'Sâbıklar, ileri geçenler!.. İşte onlar Allah'a en çok yaklaştırılmış olanlardır.' (Vâkı'a: 10-11)
Zümresiyle cennetlere, vicdân cennetine dâhil;
'Kim ki ona dâhil olursa emniyette olur.' (Âl-i İmrân: 97)
Sırrıyla mesrûr;
"Tükenmeyen ve yasaklanmayan…" (Vâkı'a: 33)
Buyruğu ile kubbeler sâhibi;
"Biz onu bambaşka bir yaratılışla yarattık. Böylece onları el uzanmamışlar kıldık." (Vâkı'a: 35-36)
Sırrından, rûhânî kuvvetleri yenilemekle 'Müceddid" olur. Evvelki ve sonraki ilimlere mazhar olanların bu zikredilen makamlar ma'lûmlarıdır ki; onlar onu dâimâ 'Hatm-i velâyet' mişkâtından alırlar ve Ru'yet-i Cemâl ile mesrûr olurlar." ("Vâridât-ı Mensûre", Millet Ktp. Ali Emîrî, Manzum, Mecmû'a, nr.: 737, vr. 158a-158b)
Varlık İklimlerinin Sultânı
"Hâtemü'l-Evliyâ":
Bandırmalı-zâde Hâşim Mustafâ el-Üsküdârî -kuddise sırruh- Hazretleri "Vâridât-ı Mensûre" adlı eserinde; geçmiş ümmetlere gönderilen peygamberlerin her birinin "Hatm-i velâyet" sırrından ve melâmîliğin tecellisinden mutlaka pay aldıklarını ifâde etmiş; "Hâtemü'n-Nübüvve" olan Muhammed Aleyhisselâm'ın zuhûru ile nübüvvet sırrının hatme erip, velâyet sırrının zuhur bulduğunu ve bu velâyete mazhar olan Hâtemü'l-evliyâ'nın "Varlık iklimlerinin Sultân'ı" olduğunu haber vermiştir:
"Enbiyâ'-i 'izâm -'aleyhimü's-salavâtü ve's-selâm-ın zamân-ı sa'âdetlerinde, gönderilmiş olan bir peygamberde hâlin gereği, zamâna göre 'Hatm-i velâyet' sırrı ve melâmet zuhûru var idi, lâkin bâtın (gizli) idi. Ammâ nübüvvet Hatm olduğunda velâyet zâhir olup, nübüvvet sırrı Hatm ve bâtın (gizlenmiş) oldu. Onun içindir ki varlık iklimlerinin Sultân'ı, melâmîler imamı Hâtem-i evliyâ'nın enfüse (nefislere) ve âfâka (ufuklara) İnsan-ı kâmil ma'nâsında, âdemin meşrebi ve mesleği üzere, sağı ile ettiği fiillere ve 'amellere solu vâkıf olamaz. Zîrâ O;
'Hiçbir göz O'na erişemez, ihâta ve idrâk edemez. Fakat o bütün gözleri ihâta eder.' (En'âm: 103)
Sırrına mazhardır. Hemen sağdan ve soldan 'amellerin kayıtlarını bırakarak:
'Yüzünüzü hangi tarafa çevirirseniz çevirin, vech-i İlâhî oradadır.' (Bakara: 115)
Hükmü ile serbest ve âzâd olup:
'Sâbıklar, ileri geçenler!.. İşte onlar Allah'a en çok yaklaştırılmış olanlardır.' (Vâkı'a: 10-11)
Zümresiyle cennetlere, vicdân cennetine dâhil;
'Kim ki ona dâhil olursa emniyette olur.' (Âl-i İmrân: 97)
Sırrıyla mesrûr;
"Tükenmeyen ve yasaklanmayan…" (Vâkı'a: 33)
Buyruğu ile kubbeler sâhibi;
"Biz onu bambaşka bir yaratılışla yarattık. Böylece onları el uzanmamışlar kıldık." (Vâkı'a: 35-36)
Sırrından, rûhânî kuvvetleri yenilemekle 'Müceddid" olur. Evvelki ve sonraki ilimlere mazhar olanların bu zikredilen makamlar ma'lûmlarıdır ki; onlar onu dâimâ 'Hatm-i velâyet' mişkâtından alırlar ve Ru'yet-i Cemâl ile mesrûr olurlar." ("Vâridât-ı Mensûre", Millet Ktp. Ali Emîrî, Manzum, Mecmû'a, nr.: 737, vr. 158a-158b)
| Hakikat'te Bu Ay | Diğer Sayılar | Ana Sayfa |
Copyright ©2015 HAKİKAT. All Rights Reserved.