"Vahiy Makâmı" ve "Vâsıtasız Alma" Makâmı:
Muhammed ed-Dımeşkî -kuddise sırruh- Hazretleri "Şerh-i Fusûsu'l-Hikem"inde, Resûlullah Aleyhisselâm'ın Rabb'inden Cebrâil Aleyhisselâm vâsıtasıyla haberleştiği makâmın "Vahiy makâmı", Hâtemü'l-evliyâ'nın doğrudan doğruya O'ndan aldığı makâmın ise "Vâsıtasız alma makâmı" olduğunu haber vererek şöyle buyurmuştur:
"O (Hâtemü'l-evliyâ) elde edeceğini öyle bir kaynaktan elde eder ki, elde edilene defâlarca kez refâkatte bulunmuş olan melek, yâni Resûl'e (Aleyhi's-selâm) O'nun vahyini ulaştıran ve onu kalbinin üzerine inzâl buyuran ilk ve en kâmil melek de onu aynı kaynaktan elde eder. Ancak Peygamber Aleyhi's-selâm onu, kendisinin ikmâl edip tamamladığı 'nübüvvet' cihetinden elde eder, vahyin dışında da başka bir şey için (ona) yönelmez. Velîlerden bu zikrettiğimiz kişi ise, bu iki makâmın her ikisini de; 'velâyet' ve 'nübüvvet'e karşılık gelen (vâsıtasız) 'alma' makâmını da, 'vahiy' makâmını da görür.
Şimdi sen şâyet bize îtibâr eder de, bizim kendisine işâret ettiğimiz şeyi idrâk edebilirsen; senin için velâyet mertebesinin ma'rifetine ve onun (Hazret-i Şeyh'in) bir velînin Allah'tan ne şekilde aldığını gösteren sözlerine akıl erdirmeni sağlayacak faydalı bir ilim husûle gelmiş demektir." ("Şerh-i Fusûsu'l-Hikem", İ.Ü. Ktp. AY, nr.: 4907, vr. 115)
| Hakikat'te Bu Ay | Diğer Sayılar | Ana Sayfa |
Copyright ©2015 HAKİKAT. All Rights Reserved.
Muhammed ed-Dımeşkî -kuddise sırruh- Hazretleri "Şerh-i Fusûsu'l-Hikem"inde, Resûlullah Aleyhisselâm'ın Rabb'inden Cebrâil Aleyhisselâm vâsıtasıyla haberleştiği makâmın "Vahiy makâmı", Hâtemü'l-evliyâ'nın doğrudan doğruya O'ndan aldığı makâmın ise "Vâsıtasız alma makâmı" olduğunu haber vererek şöyle buyurmuştur:
"O (Hâtemü'l-evliyâ) elde edeceğini öyle bir kaynaktan elde eder ki, elde edilene defâlarca kez refâkatte bulunmuş olan melek, yâni Resûl'e (Aleyhi's-selâm) O'nun vahyini ulaştıran ve onu kalbinin üzerine inzâl buyuran ilk ve en kâmil melek de onu aynı kaynaktan elde eder. Ancak Peygamber Aleyhi's-selâm onu, kendisinin ikmâl edip tamamladığı 'nübüvvet' cihetinden elde eder, vahyin dışında da başka bir şey için (ona) yönelmez. Velîlerden bu zikrettiğimiz kişi ise, bu iki makâmın her ikisini de; 'velâyet' ve 'nübüvvet'e karşılık gelen (vâsıtasız) 'alma' makâmını da, 'vahiy' makâmını da görür.
Şimdi sen şâyet bize îtibâr eder de, bizim kendisine işâret ettiğimiz şeyi idrâk edebilirsen; senin için velâyet mertebesinin ma'rifetine ve onun (Hazret-i Şeyh'in) bir velînin Allah'tan ne şekilde aldığını gösteren sözlerine akıl erdirmeni sağlayacak faydalı bir ilim husûle gelmiş demektir." ("Şerh-i Fusûsu'l-Hikem", İ.Ü. Ktp. AY, nr.: 4907, vr. 115)
| Hakikat'te Bu Ay | Diğer Sayılar | Ana Sayfa |
Copyright ©2015 HAKİKAT. All Rights Reserved.