Hâtemü’l-Evliyâ’nın “Kadîm” Olan Aslı
ve “Kâf” Harfinin Ondaki Tecelliyâtı:
Şeyh Hüseyin bin Abdullah el-Abbâsî -kuddise sırruh- Hazretleri “el-Husûs bi-Edâti’n-Nusûs fî Şerhi’l-Fusûs” adlı eserinde, Hâtemü’l-evliyâ olan zâtın “kadîm” olan aslına ve “Kâf” harfinin tecellîsi sâyesinde varlığının tamamen yok olduğuna işâret ederek, bu zâtın “Âyân-ı sâbite”nin mevcûdiyeti hakkında bâzı sırlar açacağını haber vermiştir:
“Benim sözümde: ‘Ey benim mişkâtımdan iktibasta bulunanlar! Sizi desteklerim!’ ne ise, Hâtemü’l-velâyeti’l-Muhammediyye için de aynısı geçerlidir. Kâfî olan Allah’a hamd eder, O’ndan keşfin ziyâdesini, iki harfin mânâsının beyânını ve: ‘Hiç kimseden ve hiçbir yerden nakledilmemiş olan ‘harflerin en yüceleri’ni bizim için de mevcûd eyle! Onun (Hâtemü’l-evliyâ’nın), ‘âyân-ı sâbitenin mevcûdiyetine işâret eden sözünü bizim için de mümkün kıl!..’ diye, ‘Benim dilim’ sözünü ortadan kaldıran harfle, Hâtem’lerin her ikisine de tahsîs edileni talep ederim.
Hiç şüphe yok ki o, açılmaya ve yayılmaya muhtaç olduğu için, diğerlerinden daha güçlü olan, dimdik ayakta duran bir harftir ve harflerden hiçbir şeyin karışmadığı, kelimelerin en şereflisi olan ‘Kelimetullâh’la, yâni ‘Allah’ın sözü’yle meydana gelmiş bir karışımdır. Veyâ Hayy ve onun dışındaki bir isimle, ‘Zât’ hakkında şart olan hayat gibi, şartların varlığı dışında, kendi varlığını ortadan kaldırmanın şartlarını görebilen kimselerin idrâk ve anlayışına gizli kalmayan harflerden üçüdür. Allah’ın ‘Hayy’ ismi harflerin bir karışımıdır, Allah’ın dirilttiği de olur, bununla birlikte diriltmediği de. O ise, O’nun Zât’ıyla kâim olan ‘kadîm’ yâni ‘en ilk’tir.
Senin ‘Kâf’ harfi hakkındaki keşfine gelince; beni ve benim sözümü gözetle, sana bu Hâtem’e tahsis edileni mutlakâ duyuracağım! Bu Hâtem ve harfinin belki hiç varlığı yoktur, ancak zihnin içinde mevcud olur, gözün içinde adlandırılması dışında aslında orada hiçbir şey yoktur.
‘Kâf’ harfine gelince; o varlık kapılarının anahtarı ve karışık gösteren aynanın cilâsıdır ki, gizli olan fâili, fiili ve mef’ûlü ortaya çıkarır. O varlık kilidinin anahtarı olunca, ondan O’nun hazînesinden zuhûr eden şey iktibas olunur. Bu ‘iktibas’ ise hem peygamber, hem de velî için olur. Mahlûkun hakkına tahsis edileni iyi anla ve ilişenle iliştirilenin derecesi arasında ortaya çıkan bu aydınlığın gözkamaştırıcı ışığını farket!.. Sonradan ilişen ancak kadîm bir gözle görülebilen, sâbit kılınmış olan ‘kadîm’i göremez; ‘kadîm’ ise ‘Veliyyü’l-Hamîd’le isimlendirilmiş olur.” (“el-Husûs bi-Edâti’n-Nusûs fî Şerhi’l-Fusûs”, İ.Ü. Ktp., AY, nr.: 4480, vr. 53a-53b)
| Hakikat'te Bu Ay | Diğer Sayılar | Ana Sayfa |
Copyright ©2015 HAKİKAT. All Rights Reserved.
ve “Kâf” Harfinin Ondaki Tecelliyâtı:
Şeyh Hüseyin bin Abdullah el-Abbâsî -kuddise sırruh- Hazretleri “el-Husûs bi-Edâti’n-Nusûs fî Şerhi’l-Fusûs” adlı eserinde, Hâtemü’l-evliyâ olan zâtın “kadîm” olan aslına ve “Kâf” harfinin tecellîsi sâyesinde varlığının tamamen yok olduğuna işâret ederek, bu zâtın “Âyân-ı sâbite”nin mevcûdiyeti hakkında bâzı sırlar açacağını haber vermiştir:
“Benim sözümde: ‘Ey benim mişkâtımdan iktibasta bulunanlar! Sizi desteklerim!’ ne ise, Hâtemü’l-velâyeti’l-Muhammediyye için de aynısı geçerlidir. Kâfî olan Allah’a hamd eder, O’ndan keşfin ziyâdesini, iki harfin mânâsının beyânını ve: ‘Hiç kimseden ve hiçbir yerden nakledilmemiş olan ‘harflerin en yüceleri’ni bizim için de mevcûd eyle! Onun (Hâtemü’l-evliyâ’nın), ‘âyân-ı sâbitenin mevcûdiyetine işâret eden sözünü bizim için de mümkün kıl!..’ diye, ‘Benim dilim’ sözünü ortadan kaldıran harfle, Hâtem’lerin her ikisine de tahsîs edileni talep ederim.
Hiç şüphe yok ki o, açılmaya ve yayılmaya muhtaç olduğu için, diğerlerinden daha güçlü olan, dimdik ayakta duran bir harftir ve harflerden hiçbir şeyin karışmadığı, kelimelerin en şereflisi olan ‘Kelimetullâh’la, yâni ‘Allah’ın sözü’yle meydana gelmiş bir karışımdır. Veyâ Hayy ve onun dışındaki bir isimle, ‘Zât’ hakkında şart olan hayat gibi, şartların varlığı dışında, kendi varlığını ortadan kaldırmanın şartlarını görebilen kimselerin idrâk ve anlayışına gizli kalmayan harflerden üçüdür. Allah’ın ‘Hayy’ ismi harflerin bir karışımıdır, Allah’ın dirilttiği de olur, bununla birlikte diriltmediği de. O ise, O’nun Zât’ıyla kâim olan ‘kadîm’ yâni ‘en ilk’tir.
Senin ‘Kâf’ harfi hakkındaki keşfine gelince; beni ve benim sözümü gözetle, sana bu Hâtem’e tahsis edileni mutlakâ duyuracağım! Bu Hâtem ve harfinin belki hiç varlığı yoktur, ancak zihnin içinde mevcud olur, gözün içinde adlandırılması dışında aslında orada hiçbir şey yoktur.
‘Kâf’ harfine gelince; o varlık kapılarının anahtarı ve karışık gösteren aynanın cilâsıdır ki, gizli olan fâili, fiili ve mef’ûlü ortaya çıkarır. O varlık kilidinin anahtarı olunca, ondan O’nun hazînesinden zuhûr eden şey iktibas olunur. Bu ‘iktibas’ ise hem peygamber, hem de velî için olur. Mahlûkun hakkına tahsis edileni iyi anla ve ilişenle iliştirilenin derecesi arasında ortaya çıkan bu aydınlığın gözkamaştırıcı ışığını farket!.. Sonradan ilişen ancak kadîm bir gözle görülebilen, sâbit kılınmış olan ‘kadîm’i göremez; ‘kadîm’ ise ‘Veliyyü’l-Hamîd’le isimlendirilmiş olur.” (“el-Husûs bi-Edâti’n-Nusûs fî Şerhi’l-Fusûs”, İ.Ü. Ktp., AY, nr.: 4480, vr. 53a-53b)
| Hakikat'te Bu Ay | Diğer Sayılar | Ana Sayfa |
Copyright ©2015 HAKİKAT. All Rights Reserved.