Bütün Velâyetlerden Yüksek Olan "Muhammedî Mutlak Velâyet"in Kâmil Vârisi:
Abdullah-ı Bosnavî -kuddise sırruh- Hazretleri "Şerhü’l-Fusûs li’l-Bosnevî"de; Hâtemü’l-evliyâ’nın velâyetinin, mutlak anlamda bütün resul, nebî ve velîlerin velâyetlerinden yüksek olmasının sebebini şöyle beyân etmişlerdir:
"Hâtemü’l-evliyâ, Hâtemü’r-rüsul Aleyhisselâm’ın bâtını ve velâyeti olan, kendi mir’âtındaki mutlak Muhammedî velâyet’ten alması itibâriyle yüksek olur. Çünkü o -aleyhisselâm-, kendisine verilen ilimlerle ve zâhir şeriatı hakkındaki mutlak velâyetiyle zuhur etmemişti. Zirâ nübüvvet ve velâyet vasfı onu (bundan) menetmiştir. Çünkü risâlet ve nübüvvet’in muktezâsı halk ve kesret; velâyet’in muktezâsı ise Hakk ve vahdet’tir. Allah onun husûsî birtakım ilimlere göre, Cedd’inin -sallallahu aleyhi ve sellem- bâtın ve velâyetiyle zuhûrunu murâd edince; O’nun velâyetinde müteayyin olan, O’nun -sallallahu aleyhi ve sellem- hasenâtından bir hasene ve hakîkatinin mazharlarından bir mazhar olan, vârislerinin en kâmili Hâtemü’l-evliyâ sûretiyle izhâr eder.
Şu hâle göre Hâtemü’l-evliyâ, mişkâtının Hâtemü’r-rüsul’ün bâtını olması sâyesinde yüksek olur." ("Şerhü’l-Fusûs li’l-Bosnevî"; Nâfiz Paşa, no: 536, 469-470. yp.)
Abdullah-ı Bosnavî -kuddise sırruh- Hazretleri "Şerhü’l-Fusûs li’l-Bosnevî"de; Hâtemü’l-evliyâ’nın velâyetinin, mutlak anlamda bütün resul, nebî ve velîlerin velâyetlerinden yüksek olmasının sebebini şöyle beyân etmişlerdir:
"Hâtemü’l-evliyâ, Hâtemü’r-rüsul Aleyhisselâm’ın bâtını ve velâyeti olan, kendi mir’âtındaki mutlak Muhammedî velâyet’ten alması itibâriyle yüksek olur. Çünkü o -aleyhisselâm-, kendisine verilen ilimlerle ve zâhir şeriatı hakkındaki mutlak velâyetiyle zuhur etmemişti. Zirâ nübüvvet ve velâyet vasfı onu (bundan) menetmiştir. Çünkü risâlet ve nübüvvet’in muktezâsı halk ve kesret; velâyet’in muktezâsı ise Hakk ve vahdet’tir. Allah onun husûsî birtakım ilimlere göre, Cedd’inin -sallallahu aleyhi ve sellem- bâtın ve velâyetiyle zuhûrunu murâd edince; O’nun velâyetinde müteayyin olan, O’nun -sallallahu aleyhi ve sellem- hasenâtından bir hasene ve hakîkatinin mazharlarından bir mazhar olan, vârislerinin en kâmili Hâtemü’l-evliyâ sûretiyle izhâr eder.
Şu hâle göre Hâtemü’l-evliyâ, mişkâtının Hâtemü’r-rüsul’ün bâtını olması sâyesinde yüksek olur." ("Şerhü’l-Fusûs li’l-Bosnevî"; Nâfiz Paşa, no: 536, 469-470. yp.)