Hâtemü’l-enbiyâ ve
Hâtemü’l-evliyâ’nın Ahlâkı:
Müeyyedüddîn el-Cendî -kuddise sırruh- Hazretleri diğer bir beyanlarında, ahlâkın güzelliklerini tamamlamak için resul ve nebî sıfatıyla gönderilen Hâtemü’l-enbiyâ Aleyhisselâm’ın ahlâkının “Allah ile ahlâklanmak”tan ibâret olduğunu ortaya koymuş; onun bâtını olan “Hâtemü’l-velâye” mertebesi Allah ile kâim olan bir mertebe olduğu için, Hâtemü’l-evliyâ olan zâtın da, Allah ile ahlâklanma ve ahlâkın güzelliklerini tamamlama husûsunda ona vâris olacağını beyan buyurmuştur:
“Hâtemü’n-nübüvve -sallallahu aleyhi ve sellem-, resullerden olan hiçbir vârisinden uzak olmayan, bu resullerin icrâ ettiği hâllerin tümünü kendi mîzâcında icrâ ettiği ‘Ahlâk’ın güzellikleri’ni tamamlamak için gönderilmiştir ki; bu nebî ve resul’ün velâyeti hakkındaki makâmı Allah ile kâim olduğu için, aynı şey; amelleri, hâlleri, ilimleri, müşâhadesi ve varlığı husûsunda ona tâbî olan bu velî için de geçerli olup, Muhammedî vârislerin en kâmili olan bu kimseden de uzak değildir.” (Kitâbu Şerhü’l-Fusûs li’ş-Şeyh Müeyyedüddîn el-Cendî; Şehid Ali Paşa, no.: 1240, 137b yaprağı.)
Hâtemü’l-evliyâ’nın Ahlâkı:
Müeyyedüddîn el-Cendî -kuddise sırruh- Hazretleri diğer bir beyanlarında, ahlâkın güzelliklerini tamamlamak için resul ve nebî sıfatıyla gönderilen Hâtemü’l-enbiyâ Aleyhisselâm’ın ahlâkının “Allah ile ahlâklanmak”tan ibâret olduğunu ortaya koymuş; onun bâtını olan “Hâtemü’l-velâye” mertebesi Allah ile kâim olan bir mertebe olduğu için, Hâtemü’l-evliyâ olan zâtın da, Allah ile ahlâklanma ve ahlâkın güzelliklerini tamamlama husûsunda ona vâris olacağını beyan buyurmuştur:
“Hâtemü’n-nübüvve -sallallahu aleyhi ve sellem-, resullerden olan hiçbir vârisinden uzak olmayan, bu resullerin icrâ ettiği hâllerin tümünü kendi mîzâcında icrâ ettiği ‘Ahlâk’ın güzellikleri’ni tamamlamak için gönderilmiştir ki; bu nebî ve resul’ün velâyeti hakkındaki makâmı Allah ile kâim olduğu için, aynı şey; amelleri, hâlleri, ilimleri, müşâhadesi ve varlığı husûsunda ona tâbî olan bu velî için de geçerli olup, Muhammedî vârislerin en kâmili olan bu kimseden de uzak değildir.” (Kitâbu Şerhü’l-Fusûs li’ş-Şeyh Müeyyedüddîn el-Cendî; Şehid Ali Paşa, no.: 1240, 137b yaprağı.)