Hâtemü'r-Risâlet Mişkâtının Aslı
Hâtemü'l-Velâye Mişkâtıdır!
Seyyid Yâkub Han Kâşgârî -kuddise sırruh- Hazretleri "Tavzîhu'l-Beyân" isimli eserinde Hâtemü'l-velâye mişkâtının, Hâtemü'r-rusül'ün mişkâtının aslından başka bir şey olmadığını ifâde ederek; ona ve tüm peygamberlere kaynak olan bu velâyetin, tasavvufta "Taayyün-i evvel" denilen "İlk zuhûr eden şey" olduğunu haber vermiştir:
"Şahsî unsûrî velâyeti yönünden Hâtemü'r-rusül'ün, onun mutlak veyâ has velâyetinin hakîkatine mazhar olması yönünden Hâtemü'l-velâye'ye olan nisbeti, nebîlerin ve resullerin kendisine olan nisbetine denktir. Yâni onlar velâyetlerini nasıl ki Hâtemü'l-velâye mişkâtından almışlarsa; Hâtemü'r-rusül de aynı şekilde, sana târif ettiğim gibi; kendisini şümullü olan hakikatine nisbetle öne geçiren, kendi mişkâtının aslı olan onun mişkâtından alır. Çünkü o, onun bâtınıdır. Kendisine istimdâd edilen hakîkatlerden bir hakîkat değil, hepsi için istimdâd edicidir. Bu ise 'Taayyün-i evvel'; yâni 'İlk açığa çıkan şey'dir. Hazîneci hazîneye tâyin edildiği gibi, bu mertebeye tâyin edildiği için; bu mişkât Hâtemü'l-velâye'ye nisbet edilir. Lâkin Sultan, tâyin ettiği bir hazîneciye bağladığı hazînesinden almak istediği bir şeyi almayı dileyince, hazînecinin Sultan'dan üstün olması gerekmez." ("Tavzîhu'l-Beyân", s. 69, bas.: Delhi, 1315)
| Hakikat'te Bu Ay | Diğer Sayılar | Ana Sayfa |
Copyright ©2015 HAKİKAT. All Rights Reserved.
Hâtemü'l-Velâye Mişkâtıdır!
Seyyid Yâkub Han Kâşgârî -kuddise sırruh- Hazretleri "Tavzîhu'l-Beyân" isimli eserinde Hâtemü'l-velâye mişkâtının, Hâtemü'r-rusül'ün mişkâtının aslından başka bir şey olmadığını ifâde ederek; ona ve tüm peygamberlere kaynak olan bu velâyetin, tasavvufta "Taayyün-i evvel" denilen "İlk zuhûr eden şey" olduğunu haber vermiştir:
"Şahsî unsûrî velâyeti yönünden Hâtemü'r-rusül'ün, onun mutlak veyâ has velâyetinin hakîkatine mazhar olması yönünden Hâtemü'l-velâye'ye olan nisbeti, nebîlerin ve resullerin kendisine olan nisbetine denktir. Yâni onlar velâyetlerini nasıl ki Hâtemü'l-velâye mişkâtından almışlarsa; Hâtemü'r-rusül de aynı şekilde, sana târif ettiğim gibi; kendisini şümullü olan hakikatine nisbetle öne geçiren, kendi mişkâtının aslı olan onun mişkâtından alır. Çünkü o, onun bâtınıdır. Kendisine istimdâd edilen hakîkatlerden bir hakîkat değil, hepsi için istimdâd edicidir. Bu ise 'Taayyün-i evvel'; yâni 'İlk açığa çıkan şey'dir. Hazîneci hazîneye tâyin edildiği gibi, bu mertebeye tâyin edildiği için; bu mişkât Hâtemü'l-velâye'ye nisbet edilir. Lâkin Sultan, tâyin ettiği bir hazîneciye bağladığı hazînesinden almak istediği bir şeyi almayı dileyince, hazînecinin Sultan'dan üstün olması gerekmez." ("Tavzîhu'l-Beyân", s. 69, bas.: Delhi, 1315)
| Hakikat'te Bu Ay | Diğer Sayılar | Ana Sayfa |
Copyright ©2015 HAKİKAT. All Rights Reserved.