Abdülgânî en-Nablusî -kuddise sırruh- Hazretleri
Hâtemü’l-Evliyâ’nın, Bütün Ruhların İlimlerine Madde Olan Rûhu:
Hazret, "Cevâhirü’n-Nusûs"un başka bir noktasında ise; Şit Aleyhisselâm’ın kendi ilmini taşıyanlara yaptığı istimdâttan, velilerin sonuncusu olan Hâtemü’l-evliyâ’yı istisnâ ederek şöyle buyurmuştur:
"Risâlet velâyeti, nübüvvet velâyeti ya da imân velâyeti husûsunda evliyânın Hâtem’i olan insanın rûhu bundan müstesnâdır. Zîrâ bu işte onun ilmî maddesi, mutlak kâmillerin ruhları arasındaki herhangi bir ruh vâsıta olmaksızın; ancak bir olan Allah-u Teâlâ’nın katından gelir. Allah-u Teâlâ kendisine minnet edilmekten berî olduğu için onlar da onu, Allah-u Teâlâ’nın onda kendi tarafından meydana getirdiği şeyin ‘ayn’ından keşfederler. Belki de onun Hakk Teâlâ tarafından, kendisinden vâsıtasız olarak istimdâd ettirici kılınan bu rûhu; kendi velâyet cinsinin içine dâhil olan tüm ruhların ilmî maddesi olur." ("Cevâhirü’n-Nusûs fî Hall-i Kelimâti’l-Fusûs"; Hâlet Efendi, no.: 264, 53b yaprağı)
Hâtemü’l-Evliyâ’nın, Bütün Ruhların İlimlerine Madde Olan Rûhu:
Hazret, "Cevâhirü’n-Nusûs"un başka bir noktasında ise; Şit Aleyhisselâm’ın kendi ilmini taşıyanlara yaptığı istimdâttan, velilerin sonuncusu olan Hâtemü’l-evliyâ’yı istisnâ ederek şöyle buyurmuştur:
"Risâlet velâyeti, nübüvvet velâyeti ya da imân velâyeti husûsunda evliyânın Hâtem’i olan insanın rûhu bundan müstesnâdır. Zîrâ bu işte onun ilmî maddesi, mutlak kâmillerin ruhları arasındaki herhangi bir ruh vâsıta olmaksızın; ancak bir olan Allah-u Teâlâ’nın katından gelir. Allah-u Teâlâ kendisine minnet edilmekten berî olduğu için onlar da onu, Allah-u Teâlâ’nın onda kendi tarafından meydana getirdiği şeyin ‘ayn’ından keşfederler. Belki de onun Hakk Teâlâ tarafından, kendisinden vâsıtasız olarak istimdâd ettirici kılınan bu rûhu; kendi velâyet cinsinin içine dâhil olan tüm ruhların ilmî maddesi olur." ("Cevâhirü’n-Nusûs fî Hall-i Kelimâti’l-Fusûs"; Hâlet Efendi, no.: 264, 53b yaprağı)