Hakk’tan Alınan İlim:
Bâli-i Sofyavî -kuddise sırruh- Hazretleri Hâtemü’l-enbiyâ’nın vahiy meleği vâsıtasıyla elde ettiği ilmi, Hâtemü’l-evliyâ’nın vâsıtasız olarak Hakk’tan alacağını; fakat bunu sıradan bir kimsenin değil, ancak ilâhî keşfe mazhar olan bir velînin çözebileceğini nazara vererek şöyle buyurmuştur:
"Hâtemü’l-evliyâ (ilmini) öyle bir kaynaktan alır ki, Hakk’ın vahyini alma husûsunda, Resul’e vâsıta olan melek de onu aynı kaynaktan alır. Bu kaynak ise Hakk’tan başkası değildir. Dolayısıyla her iki ilmin kaynağı da bir olunca, bâtın ilmi de şeriat vechinin has bir cihetinden başka bir şey olmaz. Şu kadar var ki, bu ancak velâyet’in tahsilinden sonra hâsıl olan ‘İlâhî keşif’le bilinebilir." (Şerh-i Fusûsu’l-Hikem li’l-Bâlî es-Sofyavî, s. 57)
Bâli-i Sofyavî -kuddise sırruh- Hazretleri Hâtemü’l-enbiyâ’nın vahiy meleği vâsıtasıyla elde ettiği ilmi, Hâtemü’l-evliyâ’nın vâsıtasız olarak Hakk’tan alacağını; fakat bunu sıradan bir kimsenin değil, ancak ilâhî keşfe mazhar olan bir velînin çözebileceğini nazara vererek şöyle buyurmuştur:
"Hâtemü’l-evliyâ (ilmini) öyle bir kaynaktan alır ki, Hakk’ın vahyini alma husûsunda, Resul’e vâsıta olan melek de onu aynı kaynaktan alır. Bu kaynak ise Hakk’tan başkası değildir. Dolayısıyla her iki ilmin kaynağı da bir olunca, bâtın ilmi de şeriat vechinin has bir cihetinden başka bir şey olmaz. Şu kadar var ki, bu ancak velâyet’in tahsilinden sonra hâsıl olan ‘İlâhî keşif’le bilinebilir." (Şerh-i Fusûsu’l-Hikem li’l-Bâlî es-Sofyavî, s. 57)