Nübüvvet ve Velâyet Dâirelerinin
"Hatemiyyet" Noktasında Tamamlanışı:
Şeyh Hüsâmeddîn el-Bitlisî -kuddise sırruh- Hazretleri "Gülşen-i Râz Şerhi"nin bir başka noktasında; "Nübüvvet ve velâyetin zâhirleri, bâtınları ve Hatm-i nübüvvet ve velâyet'le ilgili Matlab-ı şerîf" yan başlığı altında, son Peygamber olan Resululullah Aleyhisselâm'ın vefâtından sonra velâyetin bâkî olduğunu, geçmişteki peygamberlerle ondan sonra gelen velîler arasında bir benzerlik bulunduğunu beyân etmiş; Hâtemü'l-enbiyâ'da "nübüvvet" dâiresinde gerçekleşen bu tamamlanışın ileride bir gün velâyet dâiresinde de gerçekleşeceğini haber vemiştir:
"Noktanın tekrar bir kez daha devretmesi gibi, (Peygamber Aleyhisselâm bu âlemden) sefer edince velâyet bâkî kaldı. Bu, şuna işâret eder ki; nübüvvetin ve velâyetin zâhirliği ve bâtınlığı vardır, bu ikisinin devretmiş olduğu sûret ve manânın aynının melekesi 'Zâhir' ve 'Bâtın' isminden iktibas edilmiştir.
Nübüvvet ve velâyet dâiresi devretmek (dönmek) sûretiyle, insan türünde neşet bulmuş bir alan meydana getirirler. Çünkü hakikat feleğinin manâ ve sûreti, insânî neşetin bir dâire meydana getirip devretmesiyledir; kimi zaman zâhir olan 'nübüvvet' yarım dâiresi, kimi zaman da [bâtın olan] 'velâyet' yarım dâiresi hükmünü yürütür. Nübüvvet feleğinin yarım dâiresi, zâhiri olan kendisidir. Bâtın semâsının yarım dâiresi ise bâtın olan velâyettir, isterse imkân ve lâhût âleminin zemîni üzerine karartılar çökmüş olsun. Çünkü gecenin yarım dâiresi olan Nübüvvetin tamamlanması zâhir olmuş ve dış yüzünün toplanmasıyla tümüyle gurûb etmiştir.
Gecenin yarım dâiresi ise yeni bir heyecanla doğan velâyettir, ne zaman ki bu yarım dâire tamama erer, başka bir zamanda zâhir olan Nübüvvet yarım dâiresi, hükümlerin değişmesi hasebiyle dönüşüme uğrayıp yeniden doğar. Nübüvvet ve velâyet yarım dâiresinin birbiri arasındaki dönüşümü, dünya ve âhiretin defâlarca kez işâret edilen ıslâha ve düzgünlüğe bağlı değişimi ile bir ve berâberdir ve bir beşâret sözü olan 'Rahmân ve Rahîm'e, Kitâb'ın başında manâsına binâen işaret etmek lâzım geldiği son derece sarihtir. İşte lâzım olan bu (nübüvvetle velâyetin) birbiri arasındaki dönüşüm, nübüvvetin dönüşümü şeklinde olduğu gibi, zaman gelir velâyet için de geçerli olur." ("Mecmû'a'-i Şerhu Hutbeti'l-Beyân li'l-Hüsâm el-Bitlisî: Şerh-i Gülşen-i Râz", Konya Bölge Yazma Eserler Ktp. Akseki, nr.: 164, vr. 282)
| Hakikat'te Bu Ay | Diğer Sayılar | Ana Sayfa |
Copyright ©2015 HAKİKAT. All Rights Reserved.