Hâtemü’l-Enbiyâ’nın Gördüğü Rüyânın
Hâtemü’l-Evliyâ’ya İntikâli:
Muhammed ed-Dımeşkî -kuddise sırruh- Hazretleri “Şerh-i Fusûsu’l-Hikem” adlı eserinin bir başka noktasında; Hâtemü’l-enbiyâ Aleyhisselâm’a “Nübüvvet”in tuğladan yapılmış bir duvar şeklinde gösterildiği rüyânın boş kalan tuğla nedeniyle onun “Hatemiyyet”ine delil olduğunu belirtmiş; Hâtemü’r-rüsul’ün tam vârisi olan Hâtemü’l-evliyâ’nın da, kendisini o duvarın bâtınî timsâli olan “Velâyet” duvarında aynen yerleşmiş görmesi gerektiğini haber vermiştir:
“Bir zaman Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-e peygamberlik tuğladan örülmüş bir duvar şeklinde temsil buyuruldu. Nitekim Buhârî -radiyallahu anh-in ‘Sahîh’indeki ‘Hâteme’n-nebiyyîn’ bâbında rivâyet ettiğine göre, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
‘Peygamberler arasında benim durumum, kepriçten bir duvar yapan, onu süsleyen, güzelleştiren, ancak bir tuğlalık yerini boş bırakan bir adamın durumu gibidir. İnsanlar o binânın etrâfını dolaşırlar, o açık yeri görünce şaşkınlığa düşer ve: “Keşke şu tuğla da yerinde olsaymış!’ derler. İşte ben o tuğla yerindeyim, ben peygamberlerin sonuncusuyum.”
İşte bu eser ancak, onun -sallallahu aleyhi ve sellem- Şerî‘at’ı hatmetmesi ve peygamberliği tamama erdirmesi ile nihâyet bulmuştur. Hâtemü’l-velâye’ye gelince, Hatemiyyet’le ilgili olan bu rüyâ ondan da uzak değildir. Çünkü zikredilen rüyâ ırsiyyet husûsunda ‘Hatemiyyet’i temsil etmektedir, dolayısıyla da ‘Hatm’, onun (Hâtemü’l-evliyâ’nın) müşâhadesinden de uzak değildir. O da ona -sallallahu aleyhi ve sellem- temsîl olunan şeyi aynıyla görür. Çünkü o, Hatm’in kendisiyle kemâle erdiğini keşfetmedikçe, “Hatmiyyet’in bir velî olarak kendisiyle tahakkuk ettiğini de göremez ve bilemez.” (“Şerh-i Fusûsu’l-Hikem”, İ.Ü. Ktp. AY, nr.: 4907, vr. 111-112)
| Hakikat'te Bu Ay | Diğer Sayılar | Ana Sayfa |
Copyright ©2015 HAKİKAT. All Rights Reserved.
Hâtemü’l-Evliyâ’ya İntikâli:
Muhammed ed-Dımeşkî -kuddise sırruh- Hazretleri “Şerh-i Fusûsu’l-Hikem” adlı eserinin bir başka noktasında; Hâtemü’l-enbiyâ Aleyhisselâm’a “Nübüvvet”in tuğladan yapılmış bir duvar şeklinde gösterildiği rüyânın boş kalan tuğla nedeniyle onun “Hatemiyyet”ine delil olduğunu belirtmiş; Hâtemü’r-rüsul’ün tam vârisi olan Hâtemü’l-evliyâ’nın da, kendisini o duvarın bâtınî timsâli olan “Velâyet” duvarında aynen yerleşmiş görmesi gerektiğini haber vermiştir:
“Bir zaman Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-e peygamberlik tuğladan örülmüş bir duvar şeklinde temsil buyuruldu. Nitekim Buhârî -radiyallahu anh-in ‘Sahîh’indeki ‘Hâteme’n-nebiyyîn’ bâbında rivâyet ettiğine göre, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
‘Peygamberler arasında benim durumum, kepriçten bir duvar yapan, onu süsleyen, güzelleştiren, ancak bir tuğlalık yerini boş bırakan bir adamın durumu gibidir. İnsanlar o binânın etrâfını dolaşırlar, o açık yeri görünce şaşkınlığa düşer ve: “Keşke şu tuğla da yerinde olsaymış!’ derler. İşte ben o tuğla yerindeyim, ben peygamberlerin sonuncusuyum.”
İşte bu eser ancak, onun -sallallahu aleyhi ve sellem- Şerî‘at’ı hatmetmesi ve peygamberliği tamama erdirmesi ile nihâyet bulmuştur. Hâtemü’l-velâye’ye gelince, Hatemiyyet’le ilgili olan bu rüyâ ondan da uzak değildir. Çünkü zikredilen rüyâ ırsiyyet husûsunda ‘Hatemiyyet’i temsil etmektedir, dolayısıyla da ‘Hatm’, onun (Hâtemü’l-evliyâ’nın) müşâhadesinden de uzak değildir. O da ona -sallallahu aleyhi ve sellem- temsîl olunan şeyi aynıyla görür. Çünkü o, Hatm’in kendisiyle kemâle erdiğini keşfetmedikçe, “Hatmiyyet’in bir velî olarak kendisiyle tahakkuk ettiğini de göremez ve bilemez.” (“Şerh-i Fusûsu’l-Hikem”, İ.Ü. Ktp. AY, nr.: 4907, vr. 111-112)
| Hakikat'te Bu Ay | Diğer Sayılar | Ana Sayfa |
Copyright ©2015 HAKİKAT. All Rights Reserved.