Resul, Nebî ve Velîlerin Müşâhade Kaynağı:
Şeyh Dâvud el-Kayserî -kuddise sırruh- Hazretleri “Fusûsu’l-Hikem” kitabı üzerine yazdığı “el-Matlâu Husûsu’l-Kelîm fî Meânî Fusûsu’l-Hikem” adlı eserinde, bütün ilâhî mertebelerin İsm-i âzam’ın tecellîsine mazhar olan Hâtemü’r-rüsul ve Hâtemü’l-evliyâ’ya verildiğini beyan ederek; resul, nebî ve velîlerin Hakk’ı ancak, bu iki Hâtem’in kandilden görebileceklerini haber vermiştir:
“Küllî ve cüz’î, büyük ve küçük olan ve ikisinin arasında bulunan tüm mertebelerin ele geçmesi; yalnız, İsm-i âzam’ın zâhiren ve bâtınen kendisine verildiği kimseler için mümkün olabilir. Onlar da ancak Hâtemü’r-rüsul ve Hâtemü’l-evliyâ’dır.
Hâtemü’r-rüsul diğer peygamberlerden farklı olduğu için; onlar Hakk’ı da, kendi mertebelerini de ancak, onun bâtın yönünden kendilerine istimdâd eden mişkâtından görebilirler. Hâtemü’l-evliyâ’ya gelince; o da diğer velîlerden farklı olduğu için, onlar da kendilerine verilen herhangi bir şeyi ancak ondan elde edebilirler. Hattâ aynı şekilde; resuller bile Hakk’ı ancak onun mişkât ve makâmından görebilirler.” (“el-Matlâu Husûsu’l-Kelîm fî Meânî Fusûsu’l-Hikem”, Şehid Ali Paşa, nr.: 1242; 28a yaprağı)
Şeyh Dâvud el-Kayserî -kuddise sırruh- Hazretleri “Fusûsu’l-Hikem” kitabı üzerine yazdığı “el-Matlâu Husûsu’l-Kelîm fî Meânî Fusûsu’l-Hikem” adlı eserinde, bütün ilâhî mertebelerin İsm-i âzam’ın tecellîsine mazhar olan Hâtemü’r-rüsul ve Hâtemü’l-evliyâ’ya verildiğini beyan ederek; resul, nebî ve velîlerin Hakk’ı ancak, bu iki Hâtem’in kandilden görebileceklerini haber vermiştir:
“Küllî ve cüz’î, büyük ve küçük olan ve ikisinin arasında bulunan tüm mertebelerin ele geçmesi; yalnız, İsm-i âzam’ın zâhiren ve bâtınen kendisine verildiği kimseler için mümkün olabilir. Onlar da ancak Hâtemü’r-rüsul ve Hâtemü’l-evliyâ’dır.
Hâtemü’r-rüsul diğer peygamberlerden farklı olduğu için; onlar Hakk’ı da, kendi mertebelerini de ancak, onun bâtın yönünden kendilerine istimdâd eden mişkâtından görebilirler. Hâtemü’l-evliyâ’ya gelince; o da diğer velîlerden farklı olduğu için, onlar da kendilerine verilen herhangi bir şeyi ancak ondan elde edebilirler. Hattâ aynı şekilde; resuller bile Hakk’ı ancak onun mişkât ve makâmından görebilirler.” (“el-Matlâu Husûsu’l-Kelîm fî Meânî Fusûsu’l-Hikem”, Şehid Ali Paşa, nr.: 1242; 28a yaprağı)