Şeyh Abdürrezzak bin Ebû'l-Gınâ -kuddise sırruh- Hazretleri
Hâtemü'l-Evliyâ'nın Veliler Arasındaki Durumunu Açıklayan Bir Temsil:
Hazret "Fusûs Şerhi"nde yer alan son ifşaatında, bütün peygamberlere ve velilere kaynak olan Nûr-i Muhammedî'nin zuhurunu güneşe, diğer peygamber ve velilerin zuhurunu yıldızların durumuna benzetmekte; bu İlâhî Nûr'a bütünüyle mazhar olan Hâtemü'l-evliyâ'nın ise karanlık gecede, ışığıyla göz kamaştıran ay, ya da en parlak yıldız gibi zuhur edeceğini ifşâ etmektedir:
"Peygamberlerin özleri, nübüvvetin zuhûrunu talep kılan istidâdları nisbetinde Allah'ın ilmini elde etmeye hak kazanmışlardır. Amma Nûr-i Muhammedî'nin varlığı ile ki, onun misâlî sanki bir güneş; diğerlerinin misâli ise O'nun ışığının şûleleri altında gizlenmiş olan yıldızlar gibidir, bu dünyevi neş'ete giriftâr olup karar bulmadıkça, cismî tabiat karanlığının ortasında hiçbir şekilde onun zuhûru mümkün değildir. Ay ve en parlak yıldızın zuhûru ise, karanlık gecede en güçlü ve en kuvvetli şekliyle meydana gelmiş olur.
İşte Hâtem-i evliyâ'nın da diğer veliler arasındaki durumu budur." ("Şerh-i Fusûsu'l-Hikem", Âtıf Efendi Ktp., nr.: 1443, vr. 18a-18b)
Şeyh Abdürrezzak bin Ebû'l-Gınâ -kuddise sırruh- Hazretleri'nin "Şerh-i Fusûsu'l-Hikem"inde "Hâtemü'l-velâye" hakkında ortaya koyduğu güzide ifşaatlar bu beyanı ile son bulmaktadır.
Bundan sonra Hazret, Şeyhü'l-Ekber -kuddise sırruh- Hazretleri'nin; Hâtemü'l-evliyâ'nın velilere nispetinin, nebî ve resulllerin Hâtemü'l-enbiyâ'ya nispeti gibi olduğuna işaret eden beyanlarını "Şârihu'l-evvel"; yâni "İlk şârih" diye vasıflandırdığı Mü'eyyedüddîn Mahmûd el-Cendî -kuddise sırruh- Hazretleri'nin beyan ve ifşaatlarını nakletmek suretiyle izâha çalışmış, kendisi bunun dışında herhangi bir tevilde bulunmamıştır.
| Hakikat'te Bu Ay | Diğer Sayılar | Ana Sayfa |
Copyright ©2015 HAKİKAT. All Rights Reserved.
Hâtemü'l-Evliyâ'nın Veliler Arasındaki Durumunu Açıklayan Bir Temsil:
Hazret "Fusûs Şerhi"nde yer alan son ifşaatında, bütün peygamberlere ve velilere kaynak olan Nûr-i Muhammedî'nin zuhurunu güneşe, diğer peygamber ve velilerin zuhurunu yıldızların durumuna benzetmekte; bu İlâhî Nûr'a bütünüyle mazhar olan Hâtemü'l-evliyâ'nın ise karanlık gecede, ışığıyla göz kamaştıran ay, ya da en parlak yıldız gibi zuhur edeceğini ifşâ etmektedir:
"Peygamberlerin özleri, nübüvvetin zuhûrunu talep kılan istidâdları nisbetinde Allah'ın ilmini elde etmeye hak kazanmışlardır. Amma Nûr-i Muhammedî'nin varlığı ile ki, onun misâlî sanki bir güneş; diğerlerinin misâli ise O'nun ışığının şûleleri altında gizlenmiş olan yıldızlar gibidir, bu dünyevi neş'ete giriftâr olup karar bulmadıkça, cismî tabiat karanlığının ortasında hiçbir şekilde onun zuhûru mümkün değildir. Ay ve en parlak yıldızın zuhûru ise, karanlık gecede en güçlü ve en kuvvetli şekliyle meydana gelmiş olur.
İşte Hâtem-i evliyâ'nın da diğer veliler arasındaki durumu budur." ("Şerh-i Fusûsu'l-Hikem", Âtıf Efendi Ktp., nr.: 1443, vr. 18a-18b)
Şeyh Abdürrezzak bin Ebû'l-Gınâ -kuddise sırruh- Hazretleri'nin "Şerh-i Fusûsu'l-Hikem"inde "Hâtemü'l-velâye" hakkında ortaya koyduğu güzide ifşaatlar bu beyanı ile son bulmaktadır.
Bundan sonra Hazret, Şeyhü'l-Ekber -kuddise sırruh- Hazretleri'nin; Hâtemü'l-evliyâ'nın velilere nispetinin, nebî ve resulllerin Hâtemü'l-enbiyâ'ya nispeti gibi olduğuna işaret eden beyanlarını "Şârihu'l-evvel"; yâni "İlk şârih" diye vasıflandırdığı Mü'eyyedüddîn Mahmûd el-Cendî -kuddise sırruh- Hazretleri'nin beyan ve ifşaatlarını nakletmek suretiyle izâha çalışmış, kendisi bunun dışında herhangi bir tevilde bulunmamıştır.
| Hakikat'te Bu Ay | Diğer Sayılar | Ana Sayfa |
Copyright ©2015 HAKİKAT. All Rights Reserved.