Hâtemü'l-Evliyâ'ya Tevdî Edilen
"Öz Velâyet"in Mâhiyeti:
Seyyid Ali el-Hemedânî -kuddise sırruh- Hazretleri'nin "Fusûsu'l-Hikem" kitabına yazdığı şerhte yer alan en mühim ve esrârlı noktalardan birisi de; "Nübüvvet"le "Velâyet"in, Hâtemü'l-evliyâ'nın has velâyeti ile, peygamberlerin ve diğer velîlerin velâyetleri arasındaki farkı izâh ettiği noktadır.
Hazret bu noktada; Hâtemü'l-evliyâ olan zâta Hâtemü'r-rüsul'ün bâtın verâsetiyle intikâl eden bu velâyet'in, vâsıtasız bir biçimde yalnızca Hakk'a dayanan, araya herhangi bir vâsıtanın karışmadığı, yalnızca ona tahsis edilmiş olan "Öz velâyet" olduğunu dile getirerek şöyle buyurmaktadır:
"Altın kerpiç, zâhirlerden ibâret olan Nübüvvet; gümüş kerpiç ise bâtından ibâret olan Velâyet'tir. Vücûduyla her iki kerpiç yerini de dolduran Hâtem-i evliyâ, Muhammedî Şerî'at'ın tâbîlerinin ve onların dışındaki tâbîlerin sağlayabildiği faydanın tamamına; yine Muhammedî Şerî'ata tâbi' olup ondan daha sonra gelen kimseler ise yalnızca bir parçasına ulaşmıştır. Nübüvvetin gümüş kerpiçle, velâyetin altın kerpiçle temsil edilmesine gelince; gümüşün üzerinde, karartıların üstüne yansımış bir beyazlık vardır. Beyaz Hakk'ın nûrunun misâli, karartılar ise halkıyyetin (yaratılışın) karanlığıdır. Nübüvvet'in bir tarafı Hakk'a, bir tarafı halka dönüktür. Şu kadar var ki altının Nûr'u pekişmiştir, muhkemdir ve özü tertemiz kılınmıştır. Tıpkı bunun gibi, (bu) velî de Hakk'a dayanmış ve yapışmış olup Öz'le meşguldür." ("Şerh-i Fusûsu'l-Hikem", Süleymâniye Ktp. Şehid Ali Paşa, nr.: 2794/37, vr. 534a)
Seyyid Ali el-Hemedânî -kuddise sırruh- Hazretleri'nin "Hâtemü'l-velâye" hakkında son derece mühim ifşaatlarda bulunduğu "Şerh-i Fusûsu'l-Hikem" adlı eserinden iki yaprak. Süleymâniye Ktp. Şehid Ali Paşa, nr.: 2794/37, vr. 533b-534a