Hâtemü’l-Velâye’nin Aslı Olan "Küllî Nûr"un Mâhiyeti:
Abdülgânî en-Nablusî -kuddise sırruh- Hazretleri "Cevâhirü’n-Nusûs fî Hall-i Kelimâtü’l-Fusûs" isimli eserinde; "Âdem henüz su ile toprak arasında iken ben peygamber idim." Hadis-i şerif’inin tefsir ve izâhını yaparken, mevzûnun bir noktasında, "Hâtemü’l-velâye" mevzusu ile ilgili en gizli sırlardan birisine temas ederek şöyle buyurmuştur:
"Bahsettiğimiz türlerden üçüncüsü olan Hâtemü’l-evliyâ da velî iken, Âdem henüz su ile toprak arasında idi. Çünkü o Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-in kademi üzerindedir. Zîrâ o, kendisine kayıtlanmış herhangi bir hâlin ve velîlerin tümünün kuşatabildiği herhangi bir makâmın değil, hepsini tümüyle kendisinde toplayan bu ‘Küllî Nûr’un bir şûlesidir.
Nitekim Allah-u Teâlâ;
‘Ey Yesrib ehli! Size duracak bir makam yok, dönün!’ buyruğuyla ona işâret etmiştir. (Ahzab: 13)
Yâni bütün hakîkatlerin çıkarılmasına sebep olan toplayıcı hakîkatinize (dönün) ki; bu, hakîkatlerin kendisinde toplandığı, Vâhidî hazîrenin de fevkindeki ‘Ehadiyyet’ hazîresidir.
Hâtemü’l-evliyâ’nın dışındaki velîler ise, ilmî ve amelî mücâhade ile, zâhirdeki ve bâtındaki velâyet şartlarını tahsil ettikten sonra velî olmuşlardır." ("Cevâhirü’n-Nusûs fî Hall-i Kelimâti’l-Fusûs"; Hâlet Efendi, no.: 264, 49a yaprağı)
Abdülgânî en-Nablusî -kuddise sırruh- Hazretleri "Cevâhirü’n-Nusûs fî Hall-i Kelimâtü’l-Fusûs" isimli eserinde; "Âdem henüz su ile toprak arasında iken ben peygamber idim." Hadis-i şerif’inin tefsir ve izâhını yaparken, mevzûnun bir noktasında, "Hâtemü’l-velâye" mevzusu ile ilgili en gizli sırlardan birisine temas ederek şöyle buyurmuştur:
"Bahsettiğimiz türlerden üçüncüsü olan Hâtemü’l-evliyâ da velî iken, Âdem henüz su ile toprak arasında idi. Çünkü o Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-in kademi üzerindedir. Zîrâ o, kendisine kayıtlanmış herhangi bir hâlin ve velîlerin tümünün kuşatabildiği herhangi bir makâmın değil, hepsini tümüyle kendisinde toplayan bu ‘Küllî Nûr’un bir şûlesidir.
Nitekim Allah-u Teâlâ;
‘Ey Yesrib ehli! Size duracak bir makam yok, dönün!’ buyruğuyla ona işâret etmiştir. (Ahzab: 13)
Yâni bütün hakîkatlerin çıkarılmasına sebep olan toplayıcı hakîkatinize (dönün) ki; bu, hakîkatlerin kendisinde toplandığı, Vâhidî hazîrenin de fevkindeki ‘Ehadiyyet’ hazîresidir.
Hâtemü’l-evliyâ’nın dışındaki velîler ise, ilmî ve amelî mücâhade ile, zâhirdeki ve bâtındaki velâyet şartlarını tahsil ettikten sonra velî olmuşlardır." ("Cevâhirü’n-Nusûs fî Hall-i Kelimâti’l-Fusûs"; Hâlet Efendi, no.: 264, 49a yaprağı)